1. Aşağıdaki
ikili dizelerin hangisinde, birinci dize ikinci
dizede
gösterilen eylemin amacı durumundadır?
A)
Arkasından bakmıştı ve sarsılarak
Yansımıştı o
güzel resmi dalgalara
B) Aşk
içerisinde ölmek için delikanlı
Bırakmış
kendini zamanın nehirlerine
C) Kaynaklar
armağan etmişti gelip geçene
Ve serin
gölgeler, bütün kıyılar
D) Ama tüm
ağırlığıyla vadiye sarkmıştı
Temellerine
kadar iklimlerin parçaladığı
E) Canlı bir
sarmaşık gibi görüntüler
Dökülmüştü
kalenin üstünden
2. (I) Ben
eskiden kalıbına, kıyafetine, konuşmasına, yürüyüşüne
bakarak, şu
Nişantaşılı, bu Kadıköylü, bu Kasımpaşalı
diye
teşhisler koyardım. (II) Bu teşhis ve tahminlerim
yüzde seksen
de tutardı. (III) Şimdilerde bu yeteneğim
kalmadı.
(IV) Daha doğrusu bu semtlerde oturanlarda
bu ortak nitelikler
kalmadı. (V) Çünkü o nitelikleri
insanlara,
çevresinin dekoru, yani evleri, sokakları,
bahçeleri; o
semtin yerleşmiş eski kuşakları sindirirdi.
Yukarıdaki
parçanın anlam akışına göre "Şimdi bu
semtlerin ne
eski dekoru kaldı, ne de eski sakinleri"
cümlesi,
numaralanmış cümlelerden hangisinden
sonra
getirilmelidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
3. Gıpta
etmek, bir güçsüzlüğün, yetersizliğin ifadesidir.
Güçlü insan
gıpta etmez, gıpta ettiği şeylere… O gıpta
ettiğim
dostlarım, kentlerdeki yaşamlarının anlamsızlığının
farkına
varıp günün birinde cesur bir karar alabildiler.
Yukarıdaki
parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi
getirilebilir?
A) karar
verebilir.
B) ulaşmak
için olanaklar yaratır.
C) kendini
alıştırır.
D) uzaktan
bakmayı yeğler.
E) ulaşmak
için bir çalışma da yapmaz.
4. Aşağıdaki
dizelerin hangisinde bir "amaç-sonuç"
ilişkisi
vardır?
A) Bir deva
bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı
garipler şimde kervansaraya
B) Girmeden
bir millete ayrılık, düşman giremez
Toplu vurdukça
yürekler, onu top sindiremez.
C) Vatan
üstünde hür esen rüzgâr
Ses götürmüş
bütün diyarlardan
D) Keskin
bir ürperişle kımıldandı anbean
Baktım ve
anladım ki, o ejderdi canlanan
E) Meydanda
kimse kalmadı artık bütün bütün
Bir top
gürlemesiyle bu sahilde bitti gün.
5. Her
şeyden şüphe edeceksiniz; hiçbir hazır bilgiyi —-.
Yukarıdaki
cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A)
kabullenmeyeceksiniz.
B) şüpheyle
karşılamayacaksınız.
C)
araştırmadan kabul etmeyeceksiniz.
D) doğrudur
diye hemen almayacaksınız.
E) hemen
kabul etmeyeceksiniz.
6. (I) Halit
Ziya, bir süre her şeyi karartıp, yalnız masayı
aydınlattığı
için tuhaf bir gücü oluyor bu sahnenin. (II)
Edebiyatla
resmin farkı yüzünden masa imgesinin bütünü
bir anda
serilmiyor önümüze. (III) Ama yazar, edebiyatın
çarpıcı bir
hünerinden yararlanıyor. (IV) İmgeleri
art arda
yığıyor; ayrıntılar teker teker yerlerini alıyor anlatıda.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangi
ikisinde
neden-sonuç ilişkisi vardır?
A) I. ve II.
B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) I. ve
III. E) II. ve IV.
7. Aşağıdaki
dizelerin hangisinde, anlatımda karşıtlıklardan
yararlanılmıştır?
A) Siz
kimsiniz, niçin yalnızsınız burda?
B) Deniz
kenarında Mecnun gibi gezerdim.
C) Sevdayı
dilberden gönül usandı.
D) Ne
dermandır ki, dert onda gizlidir.
E) Dertli,
ne ağlayıp gezersin burda?
8. Aşağıdaki
ikili dizelerin hangisinde birinci dize, ikinci
dizenin
nedeni durumundadır?
A) Bir güzel
de düşemezse eşine
Ah çektikçe
yüreğinden kan gelir.
B) Ayağına
giymiş telli yemeni
Kaldıralım
aralıktan kuşkuyu
C) İstersen
ağa ol, istersen paşa
Gel gönül bu
kadar düşme telâşa
D) Bak,
mücevher kanatlı bir kuş olmuş
Kuru
yaprakların telâşında güz.
E) Dönmez
misiniz ey yolda kalanlar
Yolcular,
garipler, garip çocuklar
9. Aşağıdaki
ikili dizelerin hangisinde ikinci dizede,
birinci
dizede öne sürülen görüşün gerekçesi verilmiştir?
A) Yalnız
git, yoldaş olma yüzsüze
Selâm verme
görgüsüze, yolsuza
B) Komşu
olma namussuza, arsıza
Sonunda
başına belâ getirir
C) Kuru yaprak
gibi göğe savrulma
Acı poyraz
gibi esip yorulma
D) Zehirdir,
kötünün ekmeği yenmez
Mert olan
erkeğin ışığı sönmez
E) Elinden
geldikçe iyilik eyle
Hatıra
dokunup yıkıcı olma.
10.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde yargı nedeniyle birlikte
verilmiştir?
A) Bir tel
kopar, ahenk ebediyyen kesilir.
B) Bu güler
yüzlü adam ben değilim.
C) Doldurdu
davul sesleri er meydanını
D) Eşsiz
Boğaz, şerefli hayalin derindedir.
E)
Buralardan uğurlanır mübarek aylar.
11. (I)
Gündüzleri gezegen gözlemi yapmak için havanın
temiz olduğu
günler seçilmelidir. (II) Nem oranının fazla
oluşu, güneş
ışınlarının daha fazla saçılmasına neden
olacağından,
görüşü engeller. (III) Ay, gündüzleri Güneş'ten
sonra en
kolay gözlenebilen gök cismidir. (IV)
Sabah
saatleri, gündüz gözlemleri için daha uygundur.
(V) Henüz
Güneş atmosferi fazla ısıtmadığından, gözlem
daha rahat
olur.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangi
ikisinde
neden-sonuç ilişkisi yoktur?
A) I. ve II.
B) III. ve IV. C) III. ve V.
12. (I)
Böyle zamanlarda kendisini içgüdülerine bırakıyordu.
(II) Kendini
yönlendiremediğinden içgüdüleriyle hareket
ediyordu.
(III) Duygularının kendisini sürüklediği noktaya
gelmişti.
(IV) Duygusal yoğunlukla aklıyla karar veriyordu.
Yukarıdaki
cümlelerin hangi ikisi nedensellik bildirmektedir?
A) I. ve II.
B) II. ve III. C) II. ve IV.
D) I. ve
III. E) I. ve IV.
13. (I) Onu,
hayatımın en önemli eserlerinden biri olarak
düşünüyorum.
(II) Senelerdir, tamamlamanın uzun yıllar
alacağını
düşündüğüm bir kitap üzerinde çalışmaktayım.
(III) Bu kitaba
gördüğüm bir rüyanın verdiği esinle başlamıştım.
(IV) Bir
gün, eğer yazmayı bitirebilirsem, böyle
bir kitabın
insanlara son derece yararlı olacağını düşünür
dururdum.
(V) Bu kitapla tüm bilgilerimizin, tüm öğretilerimizin
kaynağı
olduğuna inandığım bir yeri anlatmaya
çalışıyorum.
Yukarıdaki
parçada, anlam akışına göre "Halen de
öyle
düşünmekteyim." cümlesi, numaralanmış yerlerden
hangisine
getirilebilir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
14.
Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, birinci dize ile
ikinci dize
arasında bir koşul ilişkisi vardır?
A) Bir bağ
ki, görmezse terbiye, tımar
Çalı çırpı
basar, dikenli olur.
B) İstinye
körfezinde bu akşam garipliği
Bir
sıkıntının sonunda teselli kadar iyi
C) Sabır
tespihim kopmak üzredir
Ne zaman
kalkacak bu perde ölüm?
D) Kınalamış
on parmağın üstünü
Adam unutur
mu eski dostunu?
E) Salına
salına in de pınara
Durma güzel
durma doldur testini
15. (I)
Yarın… Bir acayip ve sihirli bir kapıydı. (II) Birdenbire
yirmi yedi
yaşına açılan bir kapı ki, bu gece eşiğinde yatıyordu.
(III) Bu
kadar telâşlı olmasına hiç de şaşılmazdı.
(IV) Çünkü
bu kapının arkasında sevdiği insan vardı. (V)
Onunla
oturup güzel şeylerden bahsetmişlerdi.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi,
kendisinden
önce gelen cümlelerin nedenidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
16. (I) Mark
Twain Kurulu'na bir Türk yazarın aday gösterilmesi
istenmişti.
(II) O zaman Türk Yazarlar Derneği'nin
başkanı
Halide Edip Hanımdı. (III) Bu istek onu çok güç
duruma
düşürmüştü. (IV) Yeni yazarların çoğunu hiç mi
hiç
tanımıyordu. (V) Eskilerden aday göstermeyi de nedense
istememişti.
(VI) Sonunda Sait Faik'in aday gösterilmesine
karar
verildi.
Yukarıdaki
parçada, Halide Edip'in güç duruma
düşmesinin
nedenleri numaralanmış cümlelerin
hangisinden
itibaren söylenmeye başlanmıştır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
17.
Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, ikinci dize birinci
dizenin
nedeni durumundadır?
A) Gün
geçtikçe iki yüzlüleri sever oldum.
Çünkü
yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar gördüm.
B) Aşk ile,
ikbal ile bahtiyar oldum diye
Hangi gafil
sevinir, hangi şair yükselir?
C) Korku
kanatlandırır ayaklarını birden
Endişeler,
acılar onu hızla kovalar.
D) Efendiyi
görünce evin sadık bekçisi
Üzüntüden,
korkudan dehşetle titrer sesi
E) Sevinçten
ve kederden başlarlar ağlamaya
Bu hali
görür görmez yaşarır bütün gözler.
18. Sanatçı,
ya birkaç bin aydın okuyucu bana yeter, onlar
için
yazıyorum desin (I); sayısı oldukça az olan dergi
sayfalarında
kalsın (II); kendi kendini boş tesellilerle avutup
gitsin
(III); artık gazetelerde mi olur, magazinlerde mi
olur, nerde
olursa, asıl okuyucusunu aramaya çıksın
(IV); üç beş
kişinin değil, yüz binlerce kişinin önünde dolaşsın
(V).
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinden
sonra
"va da amatörlük havasından sıyrılıp
büyük
sanatın, topluluğun yolunu tutsun." cümlesi
getirilirse
parçanın anlam akışı bozulmaz?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
19. (I) Onun
için, bilgisayarın çeşitli ünitelerini çalıştığım
odaya
yerleştirir yerleştirmez, icaplarına da baktım. (II)
Kasanın
üstüne birkaç renkli biblo yerleştirdim. (III) Aynı
yöntemi,
ekranın tepesi için de uyguladım. (IV) Yazıcı
için, üstü
herhangi bir şey konamayacak kadar yuvarlak
olduğundan
yapılacak bir şey yoktu. (V) Ama bu sorunu
da,
bilgisayarın bütün ünitelerinin çevresini çeşitli kalemlikler,
biblolar,
kitap açacaklarıyla doldurdum (VI) Böylece
ıvır zıvır
eşyanın yardımıyla bu işi de halletmiş oldum.
Yukarıdaki
parçada kişi, bilgisayara yaptıklarını açıklamaya
kaçıncı
cümleyle başlamıştır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
20. (I)
Sandalla giriliyor mağaranın içine. (II) Ağzına kadar
suyla
doluydu mağara. (III) Mağaranın ortasında duran
birine
bağırdığında sesin duyulmuyor. (IV) Ses uğultunun
içinde
kayboluyor.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangi
ikisi diğer
iki yargının nedenlerini açıklamaktadır?
A) I. ve II.
B) II. ve III. C) I. ve IV.
D) II. ve
IV. E) I. ve III.
21. (I)
Kemal Tahir'i ben çocukluğumda çok sevdim, hâlâ da
çok severim.
(II) Çok sıkıldığımda oturup Kemal Tahir'in
romanlarını
okurum. (III) Kemal Tahir'de insan psikolojisi
hemen hemen
hiç yoktur. (IV) Aksiyon edebiyatının en
parlak
örneklerini vermiştir. (V) Hatta neredeyse başlangıç
noktası
diyebilirim. (VI) Ne yazık ki, o kaynaktan beslenen
yeni
yazarlar gelmedi.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir
"hayıflanma" anlamı vardır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
22. (I)
Abidin herkesin yardımına koşmak ister ama yapamazdı.
(II) Bir de
şu var, herkes Abidin'i Paris’te çok büyük
etkisi olan
bir kişi sanırdı. (III) Abidin de bu imajını
kolay kolay
yıkmak istemezdi. (IV) Böyle olunca da başı
dertten
kurtulmazdı. (V) Hatta bu nedenle çalışmalarının
yetişmediği
bile olurdu.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"Bir
sanıdan memnun olma ve onu sürdürme"
anlamı ağır
basmaktadır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
23. (I)
Sekiz otuz haberlerinde, Edip Cansever'in ölüm haberi
verildi.
(II) Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. (III)
Rastlanmadık
bir biçimde ve yüksek sesle ağlamaya
başladım.
(IV) Turgut'ta bunca sarsılmamıştım. (V) Üst
üste gelişte
bir şey var belki de. (VI) Otuz yıllık arkadaşımdı.
(VII) Yalnız
sanat serüvenimiz değil, hayat serüvenimiz
de iç içe
durumlar yaşamıştı.
Yukarıdaki
parçada anlatılanların nedenleri hangi iki
cümlede
verilmiştir?
A) II. ve
III. B) III. ve IV. C) IV. ve V.
D) V. ve VI.
E) VI. ve VII.
24. Bu
dönemden sonra, ona gösterdiğimiz ilginin ve yaptığımız
bakımın yönü
değişti. (I). Artık yemek yemesiyle
uğraşmıyorduk
(II). Onu daha çok eğlendirmeye çalışıyorduk
(III).
Meraklı ve zekiydi, ama canı çabuk sıkılıyordu
(IV). Bu
nedenle her zaman kendisiyle ilgilenmemizi
istiyordu
(V).
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi,
kendisinden
önce gelen cümlenin sonucu durumundadır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
25. Hava sıcak,
arkasındaki uzunca pardösü omuzlarından
sarkıyor,
şapkası terden yapışıyor, ancak —-
Yukarıdaki
cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz?
A) o, buna
hiç aldırmıyordu.
B) o, buna
karşın yürüyordu.
C) o,
bunların farkında değilmiş gibi yapıyordu.
D) o, yine
de yoluna devam ediyordu.
E) o,
çevresine çok önem veriyordu.
26. Bir ünlü
devlet adamının her yıl bir önemli ulusal bayramda
yapmayı
gelenek haline getirdiği uzunca konuşmasını,
o yıl sadece
üç dakikaya indirmesinin nedenini
araştıranlar
—-
Yukarıdaki
cümle anlam bütünlüğü açısından aşağıdakilerden
hangisiyle
tamamlanamaz?
A) çeşitli
açıklamalar yapmışlardı.
B) değişik
sonuçlara ulaşmışlardı.
C) aynı
noktada birleşmişlerdi.
D) gerçek
nedene ulaşamamışlardı.
E) ortak bir
noktada buluşamamışlardı.
27. En emin
olduğunuz şey olan evinizin kapı numarasını
bile akşam
eve dönerken kontrol edeceksiniz; —-
Yukarıdaki
cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A)
bakarsınız değişmiş olabilir.
B)
bakarsınız numara yerinde olmayabilir.
C)
bakarsınız yeni bir numara vermişlerdir.
D)
bakarsınız yerinde duruyordur.
E)
bakarsınız değişik bir numara olabilir.
28.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem "nedeni ve
gerekçesiyle
birlikte verilmiştir?
A) Niye
günlerin bakıra çalan rengi, içinde var sandığın
efsunla çarpışır?
B) Dalga
vurdukça gider gelir çakıl taşları, hareket içlerinde
değildir.
C) Şimdi,
güldüğünde neşesi kimseye ulaşmıyor sanıyor.
D) Kendisine
ulaşan ve kendini sevdiren ay ışığının altında
titrer.
E) Günler
ona, gitgide ağırlaşan bir ruhu hatırlatmaktadır.
29. (I)
Geçen pazar Çamlıca’ya çıktık. (II) Bir kasım başını
yaşıyordu
doğa. (III) Ama toprakta en küçük bir üşümüşlük,
tedirginlik
yok. (IV) Seslerin yankısı havada asılı kalıyordu.
(V) Boğaz ve
Marmara ütülü çarşaf gibi kırışıksız.
Yukarıdaki
parçada anlam akışına göre "Sanki bir
yaz
uzantısı." cümlesi numaralanmış yerlerden hangisine
getirilirse
paragrafın anlam akışı bozulmaz?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
30.
Karşıdaki tek katlı, iğri büğrü, tahta veya kerpiçten yapılmış
mini mini
evler —-
Yukarıdaki
cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa,
cümle farklı
bir anlam kazanır?
A)
gözümüzden silinir.
B) ufukta
görünmez olur.
C) bana
çocukluğumu hatırlatır.
D) dağların
ardında kalır.
E) yavaş
yavaş geçmiş zamana gömülür.
31. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde "eylemin gerçekleşmesinin,
bir başka
durumun gerçekleşmesine
bağlı
olduğu" vurgulanmıştır?
A) Dalgalar
kayalara vurdukça, zihnimde madeni bir
ses
yankılanıyordu.
B) Düşünce
örücüleri, yakut ağlarla kapatıyordu dünyayı.
C) Dehşet içindeydi
gök, ortalık kekik ve zaman kokuyordu.
D) Ölümün
içinde aradığımız hayat, belki de zamandır.
E)
Titriyordum, ansızın silindi çevremde görünen bütün
yüzler.
32.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde şarta bağlı bir
durum söz
konusudur?
A) Hayat
yolculuğunda ağır darbeler alan içimdeki
prensesi
korumak istiyordu.
B) Başımı
çevirseydim bana yabancılaşan bir yüz bulacaktım
karşımda.
C) Yüzünde
eskisi gibi kendi masumiyetimin yansımasını
göremeyecektim.
D) Arkamda
sonsuzluğa açılan ve beni içine çağıran
kapı onun
kapısıydı.
E) Ona bu
hoyratlığı yakıştıramayacak kadar dünyadan
kopuk bir
kadındı.
33.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "karşıtlıklardan"
yararlanılmıştır?
A) En diri
yapraklar, en yaş dallar en uçlarda bulunur.
B) Gelecek
ile geçmişin arasındaki o narin dere kurudu.
C) Donmak
imkânsız, çünkü zaman bizden hızlıdır.
D) Çocukken
çiçek incirleri yerdik haziran başlarında.
34. (I)
Sahile bir ay ölüsü vurdu dün. (II) Bugün de bir kuyruklu
yıldız.
(III) Gitgide boşalıyor evren. (IV) Bilgiler çoğaldıkça
boşluk da
çoğalacak; her şey değersiz, battal
kalacak. (V)
Bir tek düşünce yaşayacak. (VI) O boşlukta
yalnız
hayatın anlamı kalacak.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"Bir
şeyin gerçekleşmesinin başka bir şeyin
gerçekleşmesine
bağlı olduğu" vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
35. I. Senin
arkan yoktu, önün yok.
II.
Nesneleri bil, gölgelere dokun.
III. Gelecek
sonsuz bir rüyada
IV. Artık
geçmiş bir kırmızı tilkidir.
V.
Karşılaştığında onu hemen tanıyıverdin.
Numaralanmış
dizelerin hangisinde, anlatımda karşıtlıklardan
yararlanılmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
36. (I) Adam
ötede, usul usul yanan şarabı" ateşe bakmadı
bile. (II)
Bu yere hiç gelmemiş olduğunu biliyordu. (III)
Küçük çam
suya doğru kökler salıyordu. (IV) Yavru bir
kurt ıslak
tüyleriyle kuru toprakta sendeliyordu. (V) Geniş
yol,
gittikçe daralıyordu.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
aynı
varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
37. (I)
Atatürk'ün bizi kırk yıl önce bıraktığı yerde bile değiliz
bugün. (II)
Bizans entrikası ile birbirimizi çelmelemekle
meşgulüz.
(III) Sen-ben kavgasından, yurt hizmetine
harcayacak
gücümüz kalmadı. (IV) Dış itibarımız paramızın
değeri gibi
düştü. (V) Yoksul durumumuzu dikkate
almadan
mirasyedi savurganlığıyla günümüzü gün ettik.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış yerlerden hangisine
"Çok
daha gerilere düştük" cümlesi getirilirse,
parçanın
anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
38. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde bir "olasılık" anlamı
vardır?
A)
Belirsizlikler bana birtakım kesinlikler sunardı belki.
B) Kuşun,
dalda asılı kalışını düşündüm günlerce.
C) Mağaralar
korkuludur, arkana bakma, ürperirsin.
D)
Beklemiştin, işte doğdun, bildik oldu dünyan.
E) Sen,
gerilemez denilen yaydan fırlatılan bir oktun.
39.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatımda karşıtlıklardan
yararlanılmıştır?
A) Ardımda
bıraktığım hayalimin ağırlığı altında eziliyor,
inliyorum.
B) Yüzeye
yaklaştığımda denizlerde gizli kalmış düşünceler
yukarıya
doğru hareketleniyor.
C)
Dalgaların, tunç levhaların, öncesizlik ve sonrasızlığın
arasındayım.
D) Yollara
çıktığımda zavallı bir göçebe gibi hissederdim
kendimi.
E) Toprakta
izlerimi görünce, yaşamakta olduğumu anlıyordum.
40. (I)
Seçmenlerinizi kazanmak için konuşacaksınız. (II)
Parti içinde
yükselmek için konuşacaksınız. (III) Kamuoyunu
kendinize
çevirmek, halk kitlelerini kazanmak için
konuşacaksınız.
(IV) Gazetecilere şirin görünmek için
konuşacaksınız.
(V) O partinin bir milletvekili olduğunuz
için
konuşacaksınız.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir
"amaç" anlamı yoktur?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
41. (I)
Affetmeyi eğitimsel bir araç olarak kullanmak isteyenler
vardır. (II)
"Bu defalık affediyorum; umarım aklını başına
toplarsın."
der böyle düşünenler. (III) Bu yöntem ne
yazık ki
günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. (IV) Ar damarı
çatlamış
biri bu düşünceye, yönteme itibar etmez. (V)
Affetmenin
bu laçka yanını sadece bugün değil, geçmişte
de keşfeden
büyükler çıkmıştır.
Yukarıdaki
parçada anlam akışına göre "Huy canın
altında
olduğu için bu insan, bir süre sonra yine bildiğini
okur."
cümlesi numaralanmış yerlerden hangisine
getirilmelidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
42.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznellik daha ağır
basmaktadır?
A) Gerçekten
de bu adamı yaşamı boyunca hep annesi
destekledi.
B) Hiçbir iş
tutmadan başıboş yaşamasını da annesi
sağladı.
C) Babası,
Adapazarlı bir kereste tüccarıydı o yıllarda.
D) Uzun
hastalık yılları, vakitsiz ölümü hepimizi üzmüştü.
E) Adının
unutulmamasını sağlamak da yine annesine
düştü.
43.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin gerçekleşmesi
bir başka
durumun gerçekleşmesine bağlıdır?
A) Böyle
bakıldığında doğanın akışı insanı sıkıntıya
düşürür.
B) Aslında,
anlatılmaya değer olanın ne olduğu sorulabilir.
C) Hayat,
beni durağanlığın içindeki devinimi yakalamaya
yöneltti.
D)
Parmakları arasına sıkıştırdığı kalemi çenesine dayamış
düşünüyordu.
E) Öykü,
aslında, olaysız olayı anlatma gücünü göstermelidir.
44. —- o
dönemi, en mutlu dönem diye niteleyişim onu mükemmel,
ideal,
özenilecek bir dönem görmemden değil,
sadece ve
sadece geçirdiğimiz bütün o abuk sabuk dönemler
içinde en
tutarlı görmemden dolayıdır.
Yukarıdaki
cümlenin başına aşağıdakilerden hangisi
getirilirse,
daha önceki cümlelerde bazı olumsuzlukların
vurgulandığı
anlaşılmış olur?
A) Bütün
bunlara karşın
B) Bütün iyi
niyetime karşın
C)
Yaşadığımız dönemin olumlu koşullarına karşın
D) Bir iki
olumlu iş yapılmasına karşın
E) Birkaç olumlu
girişime karşın
45. (I) Sait
Faik'i mayıstan mayısa hatırlarız. (II) Sait Faik,
hiç şüphesiz
Türk edebiyatının en iyi hikâyecilerinden biridir.
(III) Öyle
olsa onu mayıstan mayısa değil, her zaman
hatırlamamız
gerekir. (IV) Öyle olsa onun kadar
değerli
başka hikâyecilerimizi de hatırlamamız gerekir.
(V) Sait
Faik'i mayıs ayında güncelleştiren, onun adına
düzenlenen
hikâye yarışmasıdır.
Yukarıdaki
parçada anlam akışına göre "Ama onu
mayıstan
hatırlamamızın sebebi bu değildir." cümlesi,
numaralanmış
yerlerden hangisine getirilmelidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
46. (I)
Değerli hikâyecimizin vakitsiz ölümünden beri aksatılmadan
veriliyor bu
armağan. (II) Bu, hikâye dalında
kalem
oynatan tüm hikâyecilerin en fazla amaçladıkları
saygın bir
armağandır. (III) Daha aylar öncesinden o yılkı
Sait Faik
Armağanı'nı kimin alacağı büyük bir merak
ve heyecan
konusu olurdu. (IV) Bu armağanın ilkine layık
görülmüş bir
yazar olarak bu güzel duyguyu çok iyi
bilirim. (V)
Daha sonraki yıllar beni de seçiciler kuruluna
aldılar.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde
"nesnellik"
ağır basmaktadır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
47. (I)
içeriğine değinmeden önce bu hikâyelerin hikâyesinden
de kısaca
bahsetmemiz gerekiyor. (II) Kitap üç bölümden
oluşmaktadır.
(III) Birinci bölümde başarılı altı
hikâye yer
alır. (IV) ikinci bölümde ise Bitmemiş Hikâyeler
başlığı ile
yine altı hikâye daha vardır. (V) Son bölümde
ise Raif
Efendi'nin Katili ve Bir Yaz Levhası gibi
hikâyelerin
Yahya Kemal'in el yazısıyla yer aldığını görürüz.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde
"öznel"
anlatım ağır basmaktadır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
48. (I)
Siyasi Hikâyeler, Osmanlının son dönemini anlatan
hikâyelerdir.
(II) Bunlarda II. Mahmut dönemi anlatılır.
(III)
Hikâyelerin merkezini saray çevresi oluşturmaktadır.
(IV) Sohbet
üslubuyla anlatılan bu hikâyelerde, saray
çevresinde
dönen dolaplar başarıyla ve büyük bir ustalıkla
anlatılmıştır.
(V) Kimi kahramanlar da "devlet adamı"
kimliğiyle
verilmiştir.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
"öznel"
bir yargıdır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
49. (I) Şu
da bir gerçek ki, şiirin doruğuna yükselen Beyatlı,
hikâyelerinde
aynı yüceliğe ulaşamamıştır. (II) Tarih bilen
ve düzgünce
anlatma gücü olan her yazar yapabilirdi
onun
yaptığını. (III) Değişen şey, onun Yahya Kemalce
yazışıdır,
yani deyiş özelliğidir. (IV) Teknik yönden, Yahya
Kemal'in
hikâyeleri, Ömer Seyfettin çağının gerisindedir.
(V) Hele
bugünkü hikâyeci kuşağının Yahya Kemal'den
öğreneceği
hiçbir şey yoktur.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
Yahya
Kemal'in yaptığının "özelliğinin ve özgünlüğünün"'
olmadığı
vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
50. (I) Bir
diğer şair hikâyeci de Cumhuriyet sonrası Türk
şiirinin
önemli temsilcilerinden Cahit Sıtkı Tarancı'dır. (II)
Edebiyata
şiirle başlayan ve bunu ömrünün sonuna kadar
sürdürmüş
olan şairin pek bilinmeyen bir yönü de hikâyeciliğidir.
(III)
Tarancı'nın bu yönünün yeterince bilinmemesinin
çeşitli
nedenleri vardır. (IV) Genelde edebiyatçılar
hangi alanda
daha çok eser vermişse hep o
yönüne vurgu
yapıla gelmiştir. (V) İnci Enginün'ün ifadesiyle
"Cahit
Sıtkı Tarancı'nın şairliği onun bir başka sahada,
hikâyedeki
başarısını örtmüştür." (VI) Gerçekten
Tarancı'nın
şairliği, hikâyelerini oldukça geride bırakmıştır.
Yukarıdaki
parçada, "Cahit Sıtkı'nın hikâyeciliğinin
şairliğinden
geride kalmasının nedenleri" numaralanmış
cümlelerin
hangisinden itibaren sıralanmıştır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
51. (I)
Tanpınar'ın şiirlerinde tabiata yönelme sıkça ön plana
çıkar. (II)
Yaşama sevincini sürekli dile getirir. (III) Irmak,
deniz,
nehir, mevsimler, yağmur, akşam ve gece gibi tabiata
ait
motifler, şiirlerinde hep karşımıza çıkar. (IV) Öte
dünya duygu
ve inancının belirsizliği, şairin tabiata bağlanmasında
önemli bir
işleve sahiptir. (V) Şair "Uzak bir
İklimde"
şiirinde bu yönünü açık bir şekilde yansıtır.
Yukarıdaki
parçada anlam akışına göre "Fakat yenemediği
ölüm korku
ve endişesi, bu yaşama sevincine
ve tabiata
olan bağlılığına gölge düşürür." cümlesi
numaralanmış
yerlerden hangisine getirilmelidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
52. (I) Şair
olmayı en güç, en erişilmez bir şey olarak düşündüğümü,
şairliği
yıllarca özlemle hayal ettiğimi hatırlıyorum.
(II) Nitekim
ilk kalem denemelerim de şiir değil,
nesir
olmuştur. (III) Annem, Birinci Dünya Savaşı'nın
mütarekesi
sıralarında ölmüştü. (IV) Beni Galatasaray
Lisesi'ne (O
zamanlar henüz Mektebi" Sultanı") yatılı
olarak
vermişlerdi. (V) İlk yazım, okulun ilk sınıflarında,
annemin
ölümüne dair bir yazı oldu.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
yazar, kendi
duygularını katmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
53. (I) Onun
şiir ve hikâyelerinde benzerlikler bulmak mümkündür.
(II) Biraz
da bu hikâyelerin eleştirel bir yaklaşımla
ele alınması
gerektiğini düşünüyoruz. (III) ilk dikkatimizi
çeken
zaafların başında yazarın hikâyelerinde pek
karakter
oluşturamamış olması gelmektedir. (IV) Tipler
üzerine
kurulan bu hikâyelerde büyük ölçüde aynı konum
ve
özelliklere sahip kahramanlar çokça yer almaktadır.
(V) Onlar,
okuyucuyu pek şaşırtacak davranışlarda
bulunmazlar.
(VI) Yaşadıkları karşısında nasıl bir tutum
içerisine
gireceklerini önceden tahmin etmek mümkün
değildir.
Yukarıdaki
parçada eserlere yönelik eleştiri numaralanmış
cümlelerin
hangisiyle başlamaktadır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.__
54. (I)
Şiirlerinin yanı sıra iki de hikâye kitabı olan Ziya Osman,
edebiyatımızda
Cahit Sıtkı gibi şairlik yönüyle kimlik
kazanmıştır.
(II) Yalnız, hikâye konusunda Cahit Sıtkı'dan
daha şanslı
ve daha başarılıdır. (III) Çünkü şairin
ilk hikâye
kitabı henüz sağlığında Mesut insanlar Fotoğrafhanesi
adıyla
yayımlanır. (IV) Bu kitapta dokuz hikâye
bir araya
getirilmiştir. (V) Diğer hikâye kitabı ise şairin
ölümünden
iki yıl sonra yayımlanmıştır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"öznellik"
sezilmektedir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
55. Onu,
yine annemin mezarını babamla beraber ziyaret
edişimizi
anlatan…
Yukarıdaki
cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz?
A) bir yazı
takip etti.
B) bir şiir
izledi.
C) bir
hikâye yazdım.
D) bir
hikâye tamamladı.
E) bir
şiirle sürdürdüm.
56. (I)
Feyzi Halıcı'nın şiir dünyası nadir bulunan bir tazeliğe
sahiptir.
(II) Beyaz mermerler üzerine düşen bir akşam
gizemidir.
(III) Yeşil mermer üzerine düşen bir damla sudur.
(IV)
Aynalarda parlayan gölge; seçkin bir çeşmedir.
(V) Aruz
vezniyle söylenmiş dörtlüklerden oluşmuş bu şiirler.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
"nesnel"
bir cümledir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
57. (I)
Cahit Sıtkı'da olduğu gibi Ziya Osman'ın şiir ve hikâyeleri
de
hayatından derin izler taşır. (II) Onun eserlerinde
de hayatının
derin izleri daha yoğun ve somut olarak
karşımıza
çıkar. (III) Şiirlerinde hece ölçüsü ve serbest
ölçüyü;
hikâyelerinde ise Çehov tekniğini kullanmıştır.
(IV)
Şiirlerinde gördüğümüz geçmişe sığınma, çocukluk
yıllarına
duyulan özlem, hikâyelerinin de merkezini oluşturmaktadır.
(V)
Dolayısıyla onun hikâyelerine, hayatından
somut
kesitler taşıdığı için "yaşanmış hikâyeler" de
diyebiliriz.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
eserin
içeriğine yönelik değildir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
58. (I)
Kendisine sıcaklık duyulmakla birlikte baba, çocuğun
hayatından
çekilmeye başlar. (II) Çünkü annesi öldükten
sonra babası
bir başkasıyla evlenir. (III) Artık onun, yüzünü
görmediği
bir de kız kardeşi vardır. (IV) Şiir ve hikâyelerini
birlikte ele
aldığımızda bunu görebilmekteyiz.
(V) Bazı
hikâyelerinde bu durum daha açık görülmektedir.
(VI)
Şiirlerinin bir bölümünde de bu duygu yoğunluk
kazanmıştır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi,
kendisinden
önce gelen cümlenin nedenini
açıklamaktadır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
59. (I)
Toplumun yozlaştığı dönemlerde bazı kesimler, bu
yozlaşmanın
tadını çıkarırlar. (II) Romancı Thomas
Mann,
yozlaşmış bir Alman toplumunun kronikçisi olarak
bunu
yansıtmıştı. (III) Abdülhak Şinasi de, yozlaşmış
Osmanlı
toplumumun garip, yarı deli, muttu ve kendine
yeterlilik
içinde yaşayan tiplerini anlatmıştır. (IV) Ne var
ki, Thomas
Mann gibi dışarıdan bakarak değil, biraz benimseyerek,
biraz hoş
görerek, biraz da onlar gibi yaşayarak
anlatmıştır.
(V) Abdülhak Şinasi, bu mutlu azınlığın
tatlı
kaçıkları dışında kendine kahraman seçememişti.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"beğeni
ve karşılaştırma" bir arada verilmiştir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
60.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir koşul-sonuç ilişkisi
vardır?
A) Alçak
gönüllü olursan yoktur senden iyisi
B) Dörtnala
uzaklaşan şu zamanı durdurmak güç
C) Öylesine
gelip geçiyor bütün güzellikler
D) Çalar
saatinizi bir eski aşka kurmak güç
E)
"Olacak olan olur" bu en büyük gerçektir.
61.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde anlatımda karşıtlıklardan
yararlanılmamıştır?
A) Bazen
iniş, bazen yokuş gibiyim.
B) Seninle
bir olmak bile ayrılık
C) Senin
yokluğunda bir giz var başka
D) Çektin
aldın beni ayrılığın kederinden
E) Acı tatlı
gerçekler insanı zorlar bazen
62. Hayat,
mutlu insanlar için kısa, mutsuz insanlar için de
uzundur.
Aşağıdakilerden
hangisi, anlamca bu cümleye en
yakındır?
A) Hayatın
süresi, insanın içinde bulunduğu duruma
göre
değişir.
B) Hayat
için mutluluk da mutsuzluk da göreceli kavramlardır.
C) Mutlu
insanlar için hayat, çabuk yaşanan bir süreçtir.
D) Hayatı
uzun gösteren, insanların mutsuz olmalarıdır.
E) İnsanlar
nasıl yaşarsa yaşasın, hayatın süresi değişmez.
63. (I) Fuat
Köprülü çok iyi biliyor Türk edebiyatını. (II) Sadece
çağdaş,
kendi yaş grubunu değil. (III) Türk edebiyatının,
Türkiye
dışında kalanlarını da biliyordu. (IV)
Türk
edebiyatının kültürünü bilenlerin çok sayıda olduğunu
sanmıyorum.
(V) Birçok araştırmacı belirli alanlarda
yoğunlaşmıştı.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir
"zannetme" anlamı vardır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
64.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "sanatın, insanların
yaşamını
kolaylaştırdığı" anlamı vardır?
A) Yalnız
sanat, ulusların yükselişini gösterir.
B) Bir insan
güzel sanatları severse, ona hiçbir iş ağır
gelmez.
C) Sanat
hayatı uzun, insan hayatı kısadır.
D) Sanatta
elle tutulur tek ve belli bir gerçek yoktur.
E) Sanat da
hayat gibi insan içine daldığı oranda genişler
65. (I) O,
kısa süre Ankara ve Paris'te kalmasının dışında
ömrünü
İstanbul’da geçirmiş bir hikâyeci ve şairimizdir.
(II)
İstanbul’a tutkun olan şairin bütün hikâyeleri İstanbul’u
anlatmaktadır.
(III) Onun hikâyelerinde Boğaz'ı, İstanbul’u
sahil
bölgelerini, Taksim'i bulabiliriz. (IV) Beyoğlu'nu,
Adaları,
Eyüp ve mezarlıklarını olanca sıcaklığı ve
canlılığıyla
görebilmekteyiz. (V) "O Mahalle" hikâyesinde
ise
İstanbul'un bir kenar mahalle kültürü gözümüzün
önünde
canlanıverir.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
diğerlerinden
daha "genel" anlamlıdır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
66.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "başkalarının yaptığı
gibi"
anlamı vardır?
A) Orantısız
biçimleri olan mor çiçekleri de koparırdın.
B)
Çiçeklerden de ağzına tanıdık bir tat dolardı.
C) Şimdi
dağlar da unuttu seni garip gönlüm.
D) Tatların ne
olduğunu bulmaya çalışırdın sonra da
E) Onu
rüyalarında da görmüştün daha önce
67. (I) Can
zamandır, dedik. (II) Ardımızda bıraktığımızı
düşündük.
(III) Bizler ölüydük, zaman sürdü. (IV) Yanımız,
yöremiz,
boşluk hep duruyordu. (V) Boşluk, ona
hükmetmeyi
dilerdik.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"İstenilen
bir şeyin yapılamadığı" anlamı sezilmektedir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
68. Yarım
yüzyıl, düşüncelerimi şiire, romana, öyküye döktüm,
fakat
içimdekilerin binde birini bile dile getiremedim.
Bu cümleden
çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Yazar
düşündüklerinin tamamını eserlerinde yansıtmıştır.
B) Yazar
düşüncelerini ifade etmek için çok sayıda
eser
vermiştir.
C) Yazar,
çok sayıda eser vermeyi düşüncelerini bütünüyle
anlatmak
için yapar.
D) Yazar,
çok sayıda eser vermekle düşüncelerini ifade
etmiş olmaz.
E) Ayrı
türlerde eser vermiş olmak, düşüncelerini anlatmak
için yeterli
değildir.
69.
Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, iki dize arasında
bir karşıtlık
sezilmektedir?
A) Ey benim
aşkınla bülbül gibi nâlân olduğum
Bayramdır
çık nâz ile seyrana kurban olduğum.
B) Dış yüzüm
böyle ağardıkça ağarmakta, fakat
Sormayın iç
yüzümün rengini: yüzler karası
C) Eğri
dallar gibi halsiz, yorgunsun
Birikmiş sulardan
daha durgunsun
D) Fakat
nasıl yapacaklar on beş gün içinde
Nasıl bütün
bir insan kaderini tadacağım
E) Bir
hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise
Yarın onda
karşı gele, Hak şarabın içmiş gibi
70. (I)
Gurbet Hikâyeleri, kendi insanını anlatan, memleketini
dile getiren
hikâyelerdir. (II) Bu özellikleriyle Refik Halit
Karay,
sadece 20. yüzyılda çok okunan bir yazar olarak
edebiyat
tarihlerinde kalmayacak. (III) O, 21. yüzyılda
da flâş
edebiyatçılar arasında olacaktır. (IV) Sadece
hikâyelerini
değil, nesirlerini, ironik yazılarını da dikkatle
okuyanlar,
onu özümseyenler kazanacaktır. (V) Kim bilir
belki de
birçok hikâyeci ve yazarımıza da esin kaynağı
olacaktır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir
"öngörü" anlamı yoktur?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
71.
Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde bir "yanılgı"
anlamı
sezilmektedir?
A) Elâ
gözlerini sevdiğim dilber
Yüzüne
bakmaya doyamadım ben
B)
İbrişim(ipek)den nâzik sandığım güzel
Meğer çelik
gibi bükülmez imiş
C) İbret
için gelmiş derler cihana
Noktadır
benlerin sayamadım ben
D) Bu
dünyayı kuran mimar
Ne hoş
sağlam temel atmış
E) Horoz
ibiğinden damlayan kan
Yollar ve
sevgili türküler şahidimdir.
72.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Daha önceden
bilmiyordum,
yeni anladım." anlamı vardır?
A) Yüzündeki
felâket izinden tanıdım seni.
B)
Irmaklara, taşlara, güneşe ve aya hükmediyordun.
C) Şimdi
fark ediyorum, güzelliğin de azalıp çoğaldığını.
D)
Bakışların ufka ulaştığında, hiçbir şeyin önemi kalmamış
olacak.
E) Ayrı
düştüğüm geçmişim, sırf bir zamanlar ben yaşadığım
için
yaralıyor beni.
73. (I)
Hikâyelerde, yirmili otuzlu yaşlardaki erkek kahramanların
hikâyeleriyle
yüz yüze geliriz. (II) Bu kahramanlar
da bazı
ortak özellikleriyle dikkati çeker. (III) Bunların
bir kısmı
tek maaşla geçinmek zorunda kalan orta
halli
insanlardır. (IV) Diğerleri de elde avuçta olanla yetinen,
bazen de
geçim kaynağı belli olmayan tiplerdir. (V)
Hepsinin
ortak özelliği ise küçük şeylerden mutlu olmaları,
büyük
ideallerden ve hesaplardan uzak durmalarıdır.
(VI) Kimi
günübirlik gönül maceralarıyla avunurken, kimi
de bir
meyhane köşesinde eski sevgilisini düşünerek
kederlenir.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi,
anlam
kapsamı bakımından diğerlerinden daha
geniştir?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
74. (I)
Affetmek, tüm sakıncalarına karşın, suçluya kin gütmekten
iyidir. (II)
Çağımız artık Gandhi'nin olgun ama
pasif
direniş felsefesini geçersiz kıldı. (III) Hamlığa, gaddarlığa
karşı olgun
ve derin bağışlayıcılık, artık zaaf sayılıyor.
(IV) Ama öte
yandan yine çağımız eski kinleri ısıtıp
ısıtıp öne
sürmeyi de çağdışı bir ilkellik sayıyor.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangi
ikisi
arasında anlamca karşıtlık sezilmektedir?
A) I. ile
II. B) II. ile III. C) II. ile IV.
D) I. ile III.
E) III. ile IV.
75. (I)
Karşınızda pürdikkat, ağzınızdan her çıkanı büyük bir
hikmetmiş
gibi kaçırmadan not eden kadınlı er-kekli gazeteciler;
(II)
karşınızda sonuna kadar açılmış, soluk alışınızı
bile
kaydeden mikrofonlar; (III) karşınızda her jestinizi
akşamki
haber yayınında ekrana yetiştirecek objektifler;
(IV)
karşınızda havai fişekler gibi patlayıp sönen
flaşlar; (V)
karşınızda her biri bir başka soru sormak için
can atan
muhabirler varsa, insan konuşmayı bile beceremez.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde
bir
"küçümseme" anlamı sezilmektedir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
76.
Çocuğunun her şeyini affeden kişi, ona hiçbir şeyini
affetmemekten
daha büyük kötülük yapıyor demektir.
Aşağıdakilerden
hangisi, böyle yetiştirilen bir çocuğun
yetişkinlik
dönemlerinde göstereceği olumsuzluklardan
biri
olmayabilir?
A) Doğru ile
yanlışı ayıramayacağı için davranışları
dengesiz
olur.
B) Yaptığı
her yanlışın cezasız kalacağına inandığı için
yanlış
yapmayı sürdürür.
C)
Affetmenin ancak gerektiğinde yapılacağını anlamak
gibi bir
erdemden yoksun olur.
D) Her
yanlışı hoş görüldüğü için toplumsal konumu
çok iyi bir
insan olur.
E) İyi ile
kötüyü ayırt etme yetisi kazanmadığı için çevresine
karşı normal
davranışlar gösteremez.
77.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yapılan işin hiçbir
anlamı
olmadığı, boşuna yapıldığı" anlamı vurgulanmıştır?
A)
İyilikseverlik ve güler yüz, insana servetten daha
çok değer
kazandırır.
B)
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, siz iyiliklerinizden
hiç söz
etmeyin.
C) Aşağılık
insanlara iyilik etmek, denize su taşımaya
benzer.
D) İnsanlar,
önemsiz ve değersiz iyilikleri pahalı satarlar.
E) İyilik
ediniz, karşısında kötülük göreceğinizi hiç aklınıza
getirmeyiniz.
78.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, bir "olasılık" anlamı
vardır?
A) Kim
bırakmış olabilir çıplak bir ayağın izini?
B) Kim
rengârenk yansımalar düşürmüş sulara?
C) Kim koru
canlı tutmuş külün altında?
D) Kim
çizmiş bu çocuk yüzünü kumlara?
E) Kim
çekmiş dalgalar arasından kayığını?
79. (I) Uzun
yıllar önce değerli, büyük bir kültür adamımızı
yitirmiştik:
Sabri Esat Siyavuşgil. (II) Her isim, herkeste
başka
çağrışımlar uyandırabilir. (III) Sabri Esat
Siyavuşgil
gibi çok yanlı ve her yanı ile parlak insanlar
azdır. (IV)
Bu insanlar da, ister istemez aynı insanda
farklı
çağrışımlar uyandırır. (V) Ayrıca Sabri Esat bir
alanda
ihtisas yapıp onunla yetinecek soydan bir insan
değildi.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangi
ikisi
arasında karşıtlık sezilmektedir?
A) I. ile
II. B) II. ile III. C) III. ile IV.
D) II. ile
IV. E) IV. ile V.
80.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, savunduğu düşünce
bakımından
diğerlerinden farklıdır?
A) Susmak,
söylenen bir sürü sözden fazlasını anlatır.
B)
Konuştuğuna pişman olan çoktur, ama sustuğuna
pişman olan
yoktur.
C) Susmak,
kendine güvenmeyenlerin başvurduğu en
tehlikesiz
yoldur.
D) Susmak,
dış dünyanın tehlikelerinden kurtulmak
demektir.
E) Esenlik
ve huzur on bölümden oluşuyorsa, dokuzu
susmaktır.
81.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "düşünülenle gerçeğin
örtüşmediği"
vurgulanmıştır?
A) Tevfik
Bey çocuk sevmezdi; onun için de çocukluğumda
bana pek az
yüz vermişti.
B) Onu ilk
gördüğümde, soğuk gibi gelmişti ama sonradan
en yakın
dostum oldu.
C) Basit
işlerden bile anladığı yok, aldığı işi yüzüne gözüne
bulaştırıyor.
D) Komşularını
yanıltmamış, sınıfını geçemeyerek ailesinin
yüzünü kara
çıkarmıştı.
E) Çocuğu o
perişan haliyle her gördüğümde yüreğim
sızlıyordu.
82.
Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, ikinci dizede,
birinci
dizedeki eylemin "doğal olduğu" vurgulanmıştır?
A) Beni sevdi
diye sakın alınma
Dilberi
sevenler olagelmiştir.
B) Doğan
aylar gibi doğup dolanma
Çıkıp
karşımızda güzel salınma
C) Salını
salını yürekler ezer
Eymirli'den
bir kız geldi pınara
D) Beni
dertli ettin saldın dağlara
Hiç gelip
sormadın halimi felek
E) Kadir
Mevlâm tek saklasın nazardan
Zalim anan
suya salmış yalınız.
83. (I)
Yarışmada öyküleri Kemal Tahir'in seçeceği söylendi.
(II) Ben,
Kemal Tahir'in benim yazdığım bir öyküyü seçeceğini
hiç
düşünmüyordum. (III) Onun yazarlık yoluyla
benim
yazarlık yolum çok farklıydı. (IV) Buna karşın, yarışmaya
bir öykü
gönderdim. (V) Öykünün adı da Yazılmamış
Bir
Günlüktü. (VI) Bu öyküyü daha sonra ilk kitabıma
da aldım.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde,
kendisinden
önceki cümlede belirtilen olayın
nedeni
gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
84.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylemin gerçekleşmesi
bir başka
durumun gerçekleşmesine bağlıdır?
A)
Çocukluktan kalma bazı alışkanlıklarını değiştiremeyeceğini
biliyordu.
B) Bunlar,
babadan kalma değerlere sahip çıkmanın
doğal
sonuçlarıydı.
C) Onlardan
kurtulmayı düşündüğünde yüzüne de bir
gülümseme
yerleşiyor.
D) Evin
kapısından bu gülümsemeyle girmemeliydi.
E) Kapıdan
girerken, evi hangi yüzle terk ettiğini düşünüyordu.
85.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde "bir şeyin ne olduğunun
sonradan
öğrenildiği" anlamı vurgulanmıştır?
A) Bir ses,
bir çizgi, bir şiir, bir büyük aşk
Bunlarmış
ölümsüzlüğün esrarı meğer!
B) Her şey
seni yansıtır gören gözler için
İdraklere
sığmıyor zamanın, devrin
C) Kârun
gibi zengin olsa yetmez kimine
Kaybeder
asıl huzuru çaresiz insan
D) Yol yok,
kılavuz yok, hani bir kalbe bakan
Göz görmüyor
etrafı, karanlık sarmış
E) Bir şey
yapabildinse şu dünyada eğer
İnsanlık
unutmaz seni küçük de olsa eserin.
86. I. Ey
hayat! Ölüme şükret, seni onun yüzünden seviyorum.
II. Hayat,
değerli madenler gibi olmalı, biraz ağır çekmelidir.
III. Hayatın
ne kadar kısa olduğunu anlamak için insan
çok
yaşamalıdır.
IV. Toplumda
iyi insanların varlığı, ancak kötü insanların
varlığına
bağlıdır.
Numaralanmış
cümlelerin hangi ikisi arasında anlamca
yakınlık
sezilmektedir?
A) I. ile
II. B) II. ile III. C) I. ile IV.
D) II. ile
IV. E) I. ile III.
87.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir "kuşku" anlamı
vardır?
A) Kurduğu
aksak cümleler acaba okunabilecek mi
gözlerinden?
B) İşaretler
en sonunda tekrar doğsun, nesnelerle bir
olsun.
C) Ne zaman
gelmiştim şimdi denen bu vakte.
D) Her şeyi
tam bir dünyaya düştüğümü unutmuşum.
E) Yanımda
oturan kişiler sanki bilmediğim bir dil konuşuyorlardı.
88. (I) Siz
de yine lâfa lâfla karşılık vermek, özür için bile
olsa, hafif
bir kinaye için bile olsa, yine konuşma zorunluluğunu
duyarsınız.
(II) Bu böyle birbirine eklenerek
uzar gider.
(III) Yarın siz de başka birinin dediğinden yararlanıp
ödeşirsiniz.
(IV) Bunlar da haftalarca gazetelerde,
politik
çevrelerde konuşulur. (V) Konuşacak daha
önemli
konusu olmayan çeneleri meşgul eder. (VI) Bu
unutulur,
başka bir söz düellosu onun yerini alır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
"küçümseme
ve alay" anlamı diğerlerinden
daha ağır
basmaktadır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
89. I.
Başkalarını korkutanın, kendisi de hep korku içinde
yaşar.
II. Kılıç ve
saban, bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima
yenilmiştir.
III. Kılıcı
kınından çekenin, kendisi de kılıç altında can
verir.
IV. Bir
insan, hiç istemeden de başka insanlara kötülük
yapabilir.
Numaralanmış
cümlelerin hangi ikisi arasında anlamca
yakınlık
sezilmektedir?
A) I. ile
II. B) II. ile III. C) III. ile IV.
D) I. ile
III. E) II. ile IV.
90.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Bir işin iyi veya
kötü olması,
işin boyutlarında değil, kendisindedir."
düşüncesi
vurgulanmıştır?
A)
Kurnazlıklar ve ihanetler, ancak beceriksizlikten
kaynaklanır.
B)
Dolandırıcılık aşk gibidir, zamanında kaçmasını bilmek
gerekir.
C)
Hırsızlığın çirkinliği çalınan şeye göre değişmez; ha
altın
çalmışsın, ha bir iğne.
D) Dizginler
kısa tutulduğu zaman, atın azgınlığı çabuk
yatışır.
E) Kediyle
oynayan, tırmalanmayı göze almış demektir.
91.
Aşağıdaki soru cümlelerinin hangisinde "bir onaylatma",
anlamı
vardır?
A) Saklanmak
için eski bir otobüsten daha uygun bir
yer olabilir
miydi?
B) Şimdi
sorma sırası bende, sen burada ne yapıyorsun?
C) Zifiri
karanlığın içinde niçin arka koltukta oturuyorsun?
D) Bu
gizemli, karanlık gecede bana kim yardım edebilirdi?
E) Bu kadar
karışık sorunların içinden nasıl çıkabilirsin?
92.
Aydınlıkla karanlığı, savaşla barışı, yükselişle alçalışı
yakından
tanımış olan kişi, hayatı gerçekten yaşamış
sayılır.
Bu cümleye
göre hayatı yaşamış olmanın en temel
ölçüsü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatın
güzelliklerini doya doya yaşamış olmak
B) Hayatın
zorluklarını görmüş olmak
C) Hayatı
çelişen yönleriyle yaşamak
D) Hayatı,
kişinin istediği gibi yaşamış olması
E) Kişinin,
hayatı olduğu gibi kabul etmesi
93. Sanatın
büyük devirleri, ulusların ruh büyüklüğüyle aynı
zamana
rastlar.
Aşağıdakilerden
hangisi, anlamca bu cümleye en
yakındır?
A) Sanatın
gelişmesinin de kendine özgü koşulları vardır.
B) Sanatın
gelişmişliği ile toplumun ruhsal gelişmişliği
arasında
koşutluk vardır.
C) Sanatı
doğuran temel güç, toplumun ekonomik gelişmişliğidir.
D) Sanat,
ruhsal yönden gelişmiş toplumlarda daha
çok sevilir.
E)
Sanatçının ruhsal zenginliğini, toplumun gelişmişliği
besler.
94. İnsanın,
mikroskop altında gülün köklerini inceleyeceği
yerde, onun
goncasını seyredip sevinmesi daha iyidir.
Aşağıdakilerden
hangisi, bu cümlede vurgulanan
düşünce ile
örtüşmez?
A) İnsan,
bir heykeltıraşın kullandığı mermerin kalitesine
değil,
heykele bakmalıdır.
B) İnsan,
ressamın kullandığı renklere ve tuvalin çeşidine
değil,
ortaya çıkan resmin güzelliğine bakmalıdır.
C) İnsan,
ortaya çıkan sanat eserine olduğu kadar, o
eseri
oluşturan malzemeye de bakmalıdır.
D) İnsan,
şairin seçtiği sözcüklere değil, ortaya çıkan
şiirin
güzelliğine bakmalıdır.
E) İnsan,
tiyatroda kahramanların yetiştiği bölgelere
95.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde "bir inanmazlık, bir
kuşku"
anlamı sezilmektedir?
A) Bir
kelebek karanlıkta kanat çırpar
B) Kimse ona
gidilemeyeceğini yalnızca kalındığını
söylememiş
miydi?
C)
Beklemenin, işitmek istemenin ne denli hoyrat bir
uğraş
olduğunu bilir.
D)
Korkularını bu sükûnet içinde alt edebilirmiş gibi oturuyordu.
E)
Reddettiği dünyanın içinde olduğunu bilse daha iyi
olacaktı.
96. (I) Beş
yıl önce İzmit-İstanbul tren yolu üzerinde bir
sarmaşık
görmüştüm. (II) Bir fabrika bacasına sarılan bir
sarmaşık.
(III) Kırmızı tuğladan fabrika bacasını zamanla
yemyeşil bir
sarmaşık yukarı kadar sarmıştı. (IV) Doğanın
endüstriye
karşı zaferi gibi aldım o görüntüyü. (V)
Zaferi
demeyelim de, doğanın kendini hatırlatması diyelim.
(VI) Ben de
varım demesi.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
başlayarak
yazar kendi yorumunu yapmıştır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
97. (I) Bu
eleştirilerimin bir suçlama değil, bir niteleme olduğu
ortadadır.
(II) Yazarları, sanatçıları seçtikleri kesimlerle
konulardan
ötürü kınamak düşüncesi benden çok
uzaktır.
(III) Bence önemli olan, sanatçının aldığı konuyu
ve kesimi
işleyişidir. (IV) Abdülhak Şinasi, kendi alanında
kimsenin
yapamadığını yapmıştır. (V) Türk romanındaki
saygın
yerini haklı olarak almıştır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde
"görecelik"
vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
98. (I)
Hikâyelerimi okuduğunu, oyunlarımı seyrettiğini hiç
zannetmiyorum.
(II) Öyle bir şey olsa söz arasında muhakkak
ima ederdi.
(III) Benim yazarlığımı hep ikinci elden,
Yakup Kadri
ya da Refik Halit'ten duyduğu olasılığı
galiba daha
geçerliydi. (IV) Çünkü söze, onların övgüleri
ile
başlardı. (V) "Yakup son piyesinizi çok beğenmiş, Halit
hikâyelerinizi
övdü." gibi.
Yukarıdaki
parçada, numaralanmış cümlelerin birinde
"olasılık"
diğerlerinde de "gerekçesi" verilmiştir.
Bu iki cümle
aşağıdakilerden hangileridir?
A) I. ve
III. B) III. ve IV. C) II. ve IV.
D) IV. ve V.
E) I. ve V.
99. (I)
Hoyrat tüketim toplumlarında, yüzyılların imbiğinden
geçmiş
Uzakdoğu sporlarının etkisi büyük olmuştur. (II)
Çünkü bu
sporun bir bilge yönü ve figürlerinin de çarpıcı,
düşündürücü
niteliği vardır. (III) Kafa ve vücut yeteneklerinin
tam bir uyum
içinde birleştiği genç sporcuda, bir
ermiş,
yepyeni bir jön tipi yatmaktadır. (IV) Ama bu
sporcunun
bireysel mutluluğu da her bireysel şey gibi biraz
lükstür. (V)
Alçak gönüllülüğüne, sevecenliğine karşın,
bu sporcu
yine de içe dönük ve bencildir.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
sporcunun
hem olumlu, hem de olumsuz yönü
vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
95.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde "bir inanmazlık, bir
kuşku"
anlamı sezilmektedir?
A) Bir
kelebek karanlıkta kanat çırpar
B) Kimse ona
gidilemeyeceğini yalnızca kalındığını
söylememiş
miydi?
C)
Beklemenin, işitmek istemenin ne denli hoyrat bir
uğraş
olduğunu bilir.
D)
Korkularını bu sükûnet içinde alt edebilirmiş gibi oturuyordu.
E)
Reddettiği dünyanın içinde olduğunu bilse daha iyi
olacaktı.
96. (I) Beş
yıl önce İzmit-İstanbul tren yolu üzerinde bir
sarmaşık
görmüştüm. (II) Bir fabrika bacasına sarılan bir
sarmaşık.
(III) Kırmızı tuğladan fabrika bacasını zamanla
yemyeşil bir
sarmaşık yukarı kadar sarmıştı. (IV) Doğanın
endüstriye
karşı zaferi gibi aldım o görüntüyü. (V)
Zaferi
demeyelim de, doğanın kendini hatırlatması diyelim.
(VI) Ben de
varım demesi.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
başlayarak
yazar kendi yorumunu yapmıştır?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
97. (I) Bu
eleştirilerimin bir suçlama değil, bir niteleme olduğu
ortadadır.
(II) Yazarları, sanatçıları seçtikleri kesimlerle
konulardan
ötürü kınamak düşüncesi benden çok
uzaktır.
(III) Bence önemli olan, sanatçının aldığı konuyu
ve kesimi
işleyişidir. (IV) Abdülhak Şinasi, kendi alanında
kimsenin
yapamadığını yapmıştır. (V) Türk romanındaki
saygın
yerini haklı olarak almıştır.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde
"görecelik"
vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
98. (I)
Hikâyelerimi okuduğunu, oyunlarımı seyrettiğini hiç
zannetmiyorum.
(II) Öyle bir şey olsa söz arasında muhakkak
ima ederdi.
(III) Benim yazarlığımı hep ikinci elden,
Yakup Kadri
ya da Refik Halit'ten duyduğu olasılığı
galiba daha
geçerliydi. (IV) Çünkü söze, onların övgüleri
ile
başlardı. (V) "Yakup son piyesinizi çok beğenmiş, Halit
hikâyelerinizi
övdü." gibi.
Yukarıdaki
parçada, numaralanmış cümlelerin birinde
"olasılık"
diğerlerinde de "gerekçesi" verilmiştir.
Bu iki cümle
aşağıdakilerden hangileridir?
A) I. ve
III. B) III. ve IV. C) II. ve IV.
D) IV. ve V.
E) I. ve V.
99. (I)
Hoyrat tüketim toplumlarında, yüzyılların imbiğinden
geçmiş
Uzakdoğu sporlarının etkisi büyük olmuştur. (II)
Çünkü bu
sporun bir bilge yönü ve figürlerinin de çarpıcı,
düşündürücü
niteliği vardır. (III) Kafa ve vücut yeteneklerinin
tam bir uyum
içinde birleştiği genç sporcuda, bir
ermiş,
yepyeni bir jön tipi yatmaktadır. (IV) Ama bu
sporcunun
bireysel mutluluğu da her bireysel şey gibi biraz
lükstür. (V)
Alçak gönüllülüğüne, sevecenliğine karşın,
bu sporcu
yine de içe dönük ve bencildir.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
sporcunun
hem olumlu, hem de olumsuz yönü
vurgulanmıştır?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
CEVAP ANAHTARI
1 B 21 E 41 E 61 D 81 B
2 E 22 C 42 D 62 A 82 A
3 B 23 E 43 A 63 D 83 B
4 A 24 E 44 A 64 B 84 C
5 B 25 E 45 C 65 B 85 A
6 A 26 A 46 E 66 C 86 C
7 D 27 D 47 C 67 E 87 A
8 A 28 B 48 D 68 D 88 D
9 B 29 D 49 B 69 B 89 D
10 A 30 C 50 C 70 A 90 C
11 B 31 A 51 E 71 B 91 A
12 C 32 B 52 A 72 C 92 C
13 E 33 B 53 B 73 D 93 B
14 A 34 D 54 B 74 C 94 C
15 D 35 A 55 C 75 A 95 D
16 C 36 E 56 E 76 D 96 C
17 A 37 B 57 C 77 C 97 C
18 C 38 A 58 A 78 A 98 B
19 A 39 C 59 D 79 D 99 E
20 D 40 E 60 A 80 C
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder